Haspolat Sanayi Bölgesi 1.Sokak, No:13 Haspolat/Lefkoşa
+90 548 829 71 77
info@asmad.com.tr

Harç, sıva ve diğer kompozit malzemelerde kullanılan bağlayıcılar ve özellikleri

Harç, sıva ve diğer kompozit malzemelerde kullanılan bağlayıcılar ve özellikleri

Yirmi birinci yüzyılda, doğal ve tarihi çevrelerini korumada göstermiş oldukları beceri ve başarı, ülkelere doğal ve kültürel zenginlik alanında olduğu kadar, siyasal alanda da güç ve prestij sağlamaktadır.

Ancak taşınmaz eserlerin yapım aşamasında ve sonrasında, en temel yapı malzemelerinden olan harç ve sıvalara, yakın zamana kadar birçok restorasyon çalışmasında gereken önem verilmemiş ve korunmaları konusunda herhangi bir dikkat gösterilmemiştir. Bunun başlıca nedeni; yapılara taşıyıcılık, biçim, estetik gibi özellikleri veren taş, tuğla, kerpiç, ahşap gibi yapı malzemelerinin daha ön plana çıkmasıdır. Harçlar strüktürü oluşturan yapı malzemelerinin birbirleriyle olan bağlantısını sağlarken, sıvalar bu yapı malzemelerini korumak ve/ veya estetik görünüm sağlamak için kullanılmaktadır.

Anıtsal ve sivil yapıların restorasyon çalışmalarında, harç ve sıvaların çoğunlukla yeniden üretilmesi gerekmektedir. Orijinaline uygun harç-sıva imal edilebilmesi için onarılacak yapıya ait özgün malzemelerin kimyasal, fiziksel ve fizikomekanik özelliklerinin belirlenmesi gereklidir. Bu özellikler, yapılması düşünülen onarımlarda kullanılacak harç ve sıvanın kompozisyonu hakkında kesine yakın bilgiler verecektir. Bu bilgilerden daha da önemlisi, orijinal harç ve sıvaların; üretildikleri ve/veya kullanıldıkları dönemin arkeolojik özellikleri, mimarisi, sosyal yapısı ile endüstriyel teknolojisi hakkında veri sağlamasıdır. Ancak, bu malzemeler için gerekli olan belgeleme ve diğer çalışmalar çoğunlukla göz ardı edilerek ya yapılmamış ya da eksik yapıldığından dolayı onarılacak binaya ait özgün malzemeler yitirilmiştir.

Bununla birlikte özellikle 1980’li yıllardan sonra, harç, sıva ve yapılarda kullanılan diğer malzemelerin nitelikleri ve sorunlarını belirlemek üzere yapılan çalışmalarda, yeterli olmasa da artış olmuş; günümüzde ise bu amaçla yapılan analizler neredeyse standart hale gelmiştir.

Harç, sıva ve diğer kompozit malzemelerin içeriklerini belirlemek üzere analizler yapılmadan önce bu gibi malzemeleri oluşturan temel elemanların; yani bağlayıcı, dolgu ve katkıların bilinmesi gereklidir. Harç ve sıvalarda kullanılan dolgu ve katkı maddeleri çoğunlukla doğal kaynaklardan elde edilmekte, bağlayıcılar içinse teknolojik bir işlem gerekmektedir. Bu nedenle harç ve sıvaların teknolojileri, daha çok içeriklerindeki bağlayıcıya göre belirlenmekte ve adlandırılmaktadır (kil harcı, kireç harcı, alçı harcı, vb.).

Kireç ve kireç esaslı bağlayıcılarla üretilmiş olan geleneksel harçların gözeneklilik yüzdesi %20 -%40 civarında olup boşluk boyutu dağılımında (porozimetri) makro boşlukların yüzdesi daha fazladır. Bu tip malzemelerin dağılımında makro boşluk boyutu hâkim olduğundan, su emme ve kuruma işlemi daha hızlıdır. Bunun nedeni; mikro boşlukların yoğunluğuna bağlı oluşan kılcal ağdaki su emmenin daha fazla olması ve malzemenin su içeriğinin, “kritik su içeriği”nin altına düşmesi durumunda, kurumanın ancak su buharı difüzyonu yoluyla gerçekleşmesi ve boşluklarda suyun sıvı halindeki hareketinin durmasıdır. Modern çimento harçlarında kılcal emme; zeminden yükselen, duvardan ya da çatıdan sızan veya yüzey yoğuşmaları yoluyla oluşan rutubetin daha hızlı emilmesine ve malzemenin bünyesinde uzun süre tutulmasına yol açmaktadır.

Makro boşlukların yoğunluğu aynı zamanda; harcın ve sıvanın, tuz kristallenme çevirimlerinden ve suda çözünen tuzların hidratlanma-dehidratlanma hareketlerinden meydana gelen iç gerilmelere karşı da malzemenin dayanımını arttırmaktadır.

Bir malzemenin boşluğu arttığı zaman basınç dayanımı azalmaktadır. Buna bağlı olarak geleneksel harçtaki basınç dayanımı, modern Portland çimentosu bağlayıcılı harçlara göre daha düşüktür.

Kireç harçlarında 1-2MPa, horasan harçlarında 2-10MPa basınç dayanımı görülmekle beraber, ortalama değer 4MPa civarındadır. Bu değer, modern çimento harçlarının verdiği değerlerin çok altındadır. Geleneksel harçların ısıl genleşme katsayıları, 5-8μ/m/°C olup modern çimento harçlarının yarısı kadardır.

Hidrolik kireçler ve erken dönem çimentolarda sınırlı tuz korozyonu sorun olabilmekte, ancak kireç ve horasan harçlarında tuz korozyonu sorununa rastlanmamaktadır.

Tarihimizin korunması için geliştirdiğimiz tarihi eser restorasyon ürünlerimizi inceleyebilirsiniz.

Yorum yapılmamış

Yorumunuzu ekleyin